Rusya’nın başkenti Moskova’da 137 kişinin hayatını kaybettiği Crocus adlı konser salonuna IŞİD tarafından düzenlenen saldırı sırasında bir Türk öğrencinin de salonda bulunduğu ortaya çıktı. Yaşadıklarını T24’e anlatan S.Y., “Zaman ve gerçeklik algım yok oldu resmen. Oditoryumdan çıkmaya çalışırken kafamı kaldırdım bir kez ne oluyor diye bakmak için. Herkes bir yerlere koşuşturuyordu. Bizim gibi sürünenler de vardı tabii. İki kişi gördüm. Ellerinde silahlar, üstlerinde yeşil üniformalar ama arma falan göremedim. İlk aşamada Ukrayna tarafından bir saldırı mı diye düşündüm ama tipleri kesinlikle Ukraynalılara veya bu coğrafyadaki insanlara benzemiyordu. Delirmiş gibi sadece ateş ediyorlardı. Arkadaşıma dedim ki ‘Ya hızlanıp buradan çıkacağız ya da burada öleceğiz. Sakın kalkma, sürünerek çıkalım’ O da çok korktu. Bir yandan bir patlama sesi geldi gibi hissettik, canlı bomba ihtimalinden korktum. Fakat yangın ile ilgiliymiş sanırım. Saldırı toplamda kaç dakika sürdü bilmiyorum ama bizim çıkmamız bana saatler gibi geldi” dedi.
22 Mart’ta düzenlenen 137 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyla ilgili soruşturma devam ediyor. Saldırganlardan biri, ilk sorgusunda 10 Mart tarihinde Türkiye’den geldiğini ve saldırı için yarım milyon rubleye anlaştığını söyledi. Düzenlenen saldırıdan önce anlaştığı rakamın yarısını da aldığını itiraf eden saldırganın ilk sorgusu video kaydına alındı.
TIKLAYIN – Moskova saldırısında yakalanan saldırganlardan biri Türkiye’den geldiğini söyledi
“133 insanın kaybından direkt yeniden koltuğa oturan isim sorumlu”
Saldırı anında konser salonunda olan ve güvenlik nedeniyle adını vermek istemeyen S.Y., olay anında yaşadıklarını T24’e anlattı.
IŞİD üyelerinin silahları salona rahatça sokmalarına dikkati çeken S.Y., “İnanılmaz bir kaos oluştu. Aniden insanların üstüne ateş açtılar. Hedefleri direkt sivillerdi. Benim asıl anlamadığım bu insanların oraya o silahları nasıl soktuğu. Rusya savaşın içinde olan bir ülke. Bununla bağlantılı olarak da ülke içindeki güvenlik önlemleri en yüksek seviyede olmalı. 133 insanın kaybından direkt yeniden koltuğa oturan isim sorumlu. Savaşa girme yükünü alıyorsanız eğer ülkenizde yaşayan her bir insanın da güvenliğini sağlamak zorundasınız ki bu topyekün bir savaş da değil. Ben zaten savaştan ziyade ‘işgal’ demeyi tercih ediyorum. Bu ayrı konu tabii ama önemli de bir detay” ifadelerini kullandı.
“Delirmiş gibi sadece ateş ediyorlardı”
Saldırıyı gerçekleştirenlerin yeşil üniformalar giydiklerini aktaran S.Y., şunları söyledi:
“Olay anına geri dönecek olursam biz silah seslerini duyup olayı farkedince direkt yere yattık. Ama yere yatanlardan da vurulanlar oldu ya da vurulup düştüler bilmiyorum. Yaşama refleksiyle hareket ediyorsunuz o anlarda zaten. O an kendi kendime ‘Ailemi aylardır görmedim ve burada öleceğim’ demeye başladım. Bir yandan da sürünerek alandan çıkmaya çalışıyorduk. Yanımızda vurulan insanlar oldu. Ve inanın o panik, kaos anında beyniniz bu gerçek mi yoksa bir film sahnesi mi anlayamıyor bile. Kaç dakika sürdü salondan çıkmamız bilmiyorum mesela. Zaman ve gerçeklik algım yok oldu resmen. Oditoryumdan çıkmaya çalışırken kafamı kaldırdım bir kez noluyor diye bakmak için. Herkes bir yerlere koşuşturuyordu. Bizim gibi sürünenler de vardı tabii. İki kişi gördüm. Ellerinde silahlar, üstlerinde yeşil üniformalar ama arma falan göremedim. Yalan yok ilk aşamada Ukrayna tarafından bir saldırı mı diye düşündüm ama tipleri kesinlikle Ukraynalılara veya bu coğrafyadaki insanlara benzemiyordu. Delirmiş gibi sadece ateş ediyorlardı. Arkadaşıma dedim ki ‘Ya hızlanıp buradan çıkacağız ya da burada öleceğiz. Sakın kalkma, sürünerek çıkalım’ O da çok korktu. Bir yandan bir patlama sesi geldi gibi hissettik, canlı bomba ihtimalinden korktum. Fakat yangın ile ilgiliymiş sanırım. Saldırı toplamda kaç dakika sürdü bilmiyorum ama bizim çıkmamız bana saatler gibi geldi. Kalkarsak vurulacaktık, süründük ve o da bizi yavaşlattı.”
“Binaya bakınca şok oldum”
Alandan çıkıp “geniş resmi” gördükleri anı S.Y., şöyle anlattı:
“Çıkış kısmında da ayrı bir yığılma oluştu tabii ki çünkü herkes can havliyle kaçıyordu. Alandan çıkar çıkmaz biz de kalkıp koşmaya başladık. O an tek istediğim oradan uzaklaşmaktı zaten. Epey uzaklaşınca arkadaşımla durduk ve binaya bakınca şok oldum. Dev bir yangın vardı ve biz oradan çıkmıştık. İnanamadım, izledik biraz. Şoku da atlatamadık zaten. Bir süre sadece ‘ölümden döndük’ düşüncesiyle boğuştum ve sonra bir anda sanki bencilce sadece kendimizi kurtarmışız gibi hissettim. Yerde vurulmuş halde yatan bir çocuk görmüştüm kaçarken bir anda o görüntü geldi gözümün önüne. Bunları düşünürken ağlamaya başladım zaten. Arkadaşım da ağladı. Travmatik bir şey yaşadık.”
“Yas havası yerleşti”
Ülkede savaş nedeniyle var olan yas havasının bu saldırı ile arttığını belirten S.Y., “Eve gelip haberlere baktığımda ölü sayısını görünce şok oldum. Onlardan biri olabilirdim düşüncesi mahvetti beni. Durumumuza da sevinemedik tabii ki. Bu kadar insan ölmüşken ‘sevinç’ duygusundan bahsetmek vicdana aykırı. Oradan nasıl çıktık, nasıl hayatta kaldık hiç anlamadım zaten. Tüm ülkede zaten savaş nedeniyle bir yas havası vardı. Her ne kadar ‘Ruslar Ukrayna’nın işgalinden memnun’ düşüncesi olsa da tam olarak öyle değil. Çoğunluk savaş halinden mutsuz. Şimdi o yas havası bu saldırı ile yerleşti gibi hissediyorum” dedi.
“Masum sivilleri öldürmek yöntem değil”
Saldırganlardan birinin ilk sorgusunda Türkiye’den geldiğin belirtmesine de değinen S.Y., “Üstüne bir de saldırıyı IŞİD üstlenmiş. Bir ideolojiyi, dini veya adı her neyse ve ne demek istiyorsanız deyin yaymak için masum sivilleri öldürmek yöntem değil. Aksine herkes daha da nefret doluyor. Kendi adıma hem çok üzgün hem de çok sinirliyim. Saldırganlardan birisi de sorgusunda Türkiye’den geldiğini söylemiş. Ülkenin geldiği hal korkunç artık. Ne işi var bu örgütün Türkiye’de? Neden izin veriliyor? Kimin ne çıkarı var? O kadar çok sorulacak soru var ki” şeklinde konuştu.
Tüm haberler – Moskova’da konser salonuna IŞİD saldırısı