İlaç devi AstraZeneca, Vaxzevria adlı Covid-19 aşısını dünya çapında geri çektiğini açıkladı.
İngiltere ve İsveç merkezli şirket bugün yaptığı açıklamada kararın “tamamen ticari” olduğunu söyledi ve satışlardaki düşüş ile yeni Covid varyantlarını hedefleyen piyasadaki diğer aşıları gerekçe gösterdi.
Şirket Mart ayında Avrupa Birliği pazarlama iznini gönüllü olarak geri çekmişti.
Bugünkü açıklamada aşının kullanıma girdiği ilk yılda 6,5 milyondan fazla hayat kurtarıldığı ve küresel olarak 3 milyarın üzerinde doz tedarik edildiği söylendi.
AstraZeneca, “Çabalarımız dünyanın dört bir yanında takdir edildi ve küresel salgının sona erdirilmesinde kritik bir bileşen olarak görülüyor. Şimdi bu dönemi kapatarak ileriye dönük net bir yol belirleyeceğiz” dedi.
AstraZeneca, 2020’nin ilk yarısında patlak veren koronavirüs pandemisi sırasında Covid-19 aşısını oldukça hızlı bir şekilde piyasaya sürmüştü.
Oxford Üniversitesi ile birlikte geliştirilen aşı, ilk başta maliyetine sunuldu, ancak AstraZeneca 2021’in sonlarında kâr amacıyla satmaya karar verdi.
Zamanla dünya Vaxzevria adlı aşıdan uzaklaşarak başta ABD’li ilaç devi Pfizer ve Almanya merkezli BioNTech tarafından üretilen mRNA aşısı gibi diğer aşılara yöneldi.
AstraZeneca aşısında nadir görülen kan pıhtılaşması sorunu da gerilemesinde etkiliydi.
Bunun yanı sıra Covid kısıtlamalarının dünya çapında tamamen kaldırılmasıyla şirketin satışları düşmeye devam etti.
AstraZeneca, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgelerinde aşının piyasadan çekilmesi sürecini başlattığını belirtti.
Nadir görülen yan etkiyi kabul etti
AstraZeneca’nın ürettiği Covid aşısı genel olarak güvenli ve etkili olarak değerlendirilse de Trombositopeni Sendromlu Tromboz (TTS) olarak bilinen nadir ancak ciddi bir yan etki riski taşıdığı ortaya çıkmıştı.
Aşı, 18 yaş ve üzeri kişilerde, genellikle üst kola, yaklaşık üç ay arayla iki enjeksiyon şeklinde uygulanıyordu. Bazı ülkeler tarafından takviye aşısı olarak da kullanıldı.
Vaxzevria, Covid-19’a neden olan SARS-CoV-2 virüsünden bir protein yapma genini içerecek şekilde modifiye edilmiş adenovirüs ailesinden başka bir virüsten oluşuyor ve virüsün kendisini içermiyordu.
Nisan 2021’de aşı olduktan sonra kan pıhtısı nedeniyle beyin hasarına uğrayan ve çalışamayan iki çocuk babası Jamie Scott şirkete yönelik ilk yasal süreci başlatmıştı.
Aşıyla ilgili toplu bir davada birden çok iddiayla karşı karşıya olan AstraZeneca, geçtiğimiz aylarda Covid aşısının bu yan etkiye neden olabileceğini ilk kez mahkeme belgelerinde kabul etti.
Bazı davacılar yakınlarını kaybettiklerini, bazılarıysa aşının ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını iddia ediyor.
AstraZeneca iddialara karşı çıkıyor ancak Şubat ayında İngiliz Yüksek Mahkemesi’ne sunduğu yasal bir belgede Covid aşısının “çok nadir durumlarda TTS’ye neden olabileceğini” doğruladı.
TTS nedir?
Davadaki avukatlar, TTS’nin Trombositopeni Sendromlu Tromboz anlamına geldiğini ve aşılamanın ardından meydana geldiğinde VITT (Trombositopeni ile Aşıya Bağlı İmmün Tromboz) olarak da adlandırıldığını söylüyor.
TTS/VITT, tromboz (kan pıhtılaşması) ve trombositopeninin (düşük trombosit sayısı) aynı anda nadiren görüldüğü bir sendrom.
Avukatlar, bu durumun felç, beyin hasarı, kalp krizi, akciğer embolisi ve uzuvların kaybedilmesi gibi ölüm riski olan sonuçlar doğurabildiğini söylüyor.
Tromboz aşılanmamış kişilerde de birçok farklı biçimde görülebilir. Nadir görülen TTS/VITT sendromu ise yalnızca aşılamadan sonra ortaya çıkan tromboz için geçerli.