İstanbul Adalet Sarayı önündeki polis kontrol noktasına 6 Şubat tarihinde gerçekleşen terör saldırısının ardından Emrah Yayla ve Pınar Birkoç adlı 2 terörist ölü ele geçirilmişti.
Saldırıda tesadüfen oradan geçmekte olan Dilfiraz Karataş hayatını kaybederken, 3’ü polis 6 kişi yaralanmıştı. Soruşturma kapsamında gözaltına alınarak 9 Şubat’ta adliyeye sevk edilen 96 şüpheliden 48’i tutuklanırken; 48’i adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
“KİŞİSEL ARKADAŞLIĞIM YOK, AVUKATLIKLARINI YAPTIM”
Nöbetçi İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliğince sorgusu yapılan bir kısım şüphelilerin ifadeleri ortaya çıktı. Şüpheli Didem Baydar Ünsal avukat olduğunu belirterek avukatlık faaliyetlerinden dolayı yargılanıp yeni tahliye edilen avukatlardan olduğunu, Emrah Yayla ve Pınar Birkoç’u avukatı olduğu için tanıdığını, sadece cezaevinde ziyaret ettiğini ve görüştüğünü belirtti.
Yayla ve Birkoç’la kişisel arkadaşlıkları olmadığını da ileri süren Ünsal, kendisinin 27 Kasım 2023’te tahliye edildiğini, avukatıyla görüşmek üzere gittiği hukuk bürosunda gözaltına alındığını söyledi. Şüpheli Şimal Deniz ise İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinde “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan yargılaması olduğunu, bu dosya kapsamında avukatıyla görüşmek üzere hukuk bürosuna gittiğini, bu sırada büroda gözaltına alındığını, hakkında delil bulunamadığını ve suçsuz olduğunu ifade etti.
“ESNAFIM, RUTİN İŞLEM YAPTIM”
Şüphelilerden Selahatin Bulut da bahsedilen grupla hiçbir ilişiği olmadığını, hakkında soruşturma dahi bulunmadığını, esnaflık yaptığını öne sürdü. Telefon malzemeleri satan dükkanı olduğunu ve müşteri kararsız kaldığında onları mağazaya davet ettiklerini ileri süren Bulut, saldırgan Pınar Birkoç’u da bu şekilde iş yerine davet ettiğini, saldırganın mağazaya girdiğinde kendisinden “turist hat” olarak bilinen açık hat istediğini anlattı. Bulut, saldırganın o gün başka bir dükkana girseydi de bu hatlardan alabileceğini iddia ederek hatları temin ederek verdiğini, diğer müşterilere yaptığı rutin işlemler dışında bir şey yapmadığını, hatları ne yapacaklarını saldırganlara sorduğunda kendisine öğrenci olduğunu, satış yaptığını, her numara için kota belirlendiğini, fazla hat olursa daha fazla satış yapabileceğini söylediğini anlattı. Polislere kamera kayıtlarını izlettiğini de söyleyen şüpheli Bulut, saldırganla sohbet edip çay içtiğini, kardeşinin de dükkanda olması nedeniyle müşterisiyle uzun süre oturmuş olabileceğini ve suçsuz olduğunu belirtti. Mahkeme, şüpheli Selahattin Bulut’u “Örgüte bilerek isteyerek yardım etme” suçundan ve olay günü Pınar Birkoç’a hat sattığı, kendisinin bayisine çağırması gerekçesiyle diğer şüphelileri ise “Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan şüphelilerin kaçma, saklanma, delilleri yok etme olasılığı dikkate alınarak ayrı ayrı tutuklanmalarına karar verildi.